30 Haziran 2016 Perşembe

Franz Kafka - Amerika


Merhaba!

Ölmeden Önce Okunması Gereken 1001 Kitap listesinden seçtiğim kitapları okumaya devam ediyorum. Şu ana kadar okuduğum kitapların hepsini çok sevdiğim için bu listede ilerlemek hiç de sıkıcı olmuyor. Aksine bir düzen içerisinde okumak nedense benim daha çok hoşuma gidiyor.

Pek sevgili Kafka'nın Amerika adlı romanı da bu listede sevdiğim kitaplar arasındaki yerini aldı. Ancak ne yazık ki kitabı okurken altını çizecek ya da sindirmeye çalışacak pek bir bölüm yoktu benim için. Belki de Kendimi Karl'ın hareketli yaşantısına ve başına gelen olaylara öyle bir kaptırdım ki bazı cümleleri atladım. Bilemiyorum. :)

Kitabı birkaç kelimeyle özetlemem gerekirse; "Can sıkıcı" ,"acımasız" ve "talihsiz" diyebilirim. Neden mi? Zira, karakterin başından öyle sinir bozucu olaylar geçiyor ve Kafka bunu öyle güzel ve gerçek biçimde, tüm yalınlığıyla anlatıyor ki okurken Karl için üzülüyor, ona deliler gibi acıyor ve talihsizliğine lanet ediyorsunuz. Kitaptaki sinir bozucu, işe yaramaz karakterlerden nefret ediyorsunuz.

Tüm bunların sonucunda, yine ve yeniden anladım ki; bir duyguyu ve yaşananların oluşturduğu etkiyi anlatmak için süslü sözcüklere gerek yok. Onu en yalın, tarafsız ve açık şekilde anlattığınızda, yorum yapmadığınızda zaten okuyucu bunu kendi zihninde şekillendiriyor ve anlatmak istediğinizi iliklerine kadar hissediyor. Bu da yazan çizen arkadaşlara benden küçük bir not olsun. :)

Sevgiler!





24 Haziran 2016 Cuma

Stendhal - Kızıl ile Kara (Kırmızı ve Siyah)


Merhaba!

Uzun zamandır okumak istediğim ancak yeni fırsat bulup da okuyabildiğim bir kitap ile karşınızdayım! 

Okuyacağım kitapları, Ölmeden Önce Okunması Gereken 1001 kitap listesi üzerinden seçmeye başladığım, üstüne üstlük elimde olmasa bile e-kitap ile idare edebildiğim (edebildiğim diyorum zira bir zamanlar e-kitaba epey karşıydım) bir dönemdeyim. Bir listeden ilerlemem ve aradığım her kitaba kolayca ulaşmam okuma hızımı; çalışmadığım, öğrenci olduğum serbest dönemlerimdeki haline geri döndürdü. Bir de böyle akıcı, yalın ve merak uyandırıcı güzel kitaplar okuyunca şevkim daha da arttı.

Kızıl ve Kara'yı (Kızıl ve Kara mı yoksa Kırmızı ve Siyah mı demeliyim bilmiyorum ama okuduğum çeviride ismi Kızıl ve Kara olduğu için bu isimle devam edeceğim.) ne zaman görsem; "Çok ciddi ve sıkıcı ama bir o kadar da mühim bir kitap herhalde." diye düşünürdüm. Üzerine yazılmış bir yorum ya da eleştiri de okumamıştım. Ancak kitaba başlar başlamaz, hatta önsözde yazılanları okur okumaz anladım ki yanılmışım. 

Keresteci, fakir bir babanın oğlu olan Julien'in bir papazdan aldığı dersler sonucu geliştirdiği yetenekleri sayesinde (siz bolca şans da ekleyin üzerine) zengin, soylu ve yüksek sosyeteden insanların hayatına girişini anlatan kitapta; para ve iktidar hırsından romantizme, dönemin Fransası'ndaki din işlerinden devrim ve liberalizm düşüncelerine kadar pek çok konu ele alınıyor. Ancak bu konular öyle akıcı ve yalın bir şekilde anlatılıyor ki ne sıkılıyor ne de anlamakta zorluk çekiyorsunuz. (Yani önemli ama kesinlikle sıkıcı olmayan bir kitap) Zaten Stendhal gerçeği en yalın, abartısız ve saf haliyle anlatmayı ilke edinmiş bir yazar. Bu da benim gibi açık ve anlaşılır şeyler okumayı sevenlerin çok hoşuna gidecektir.

Peki, kitabın hiç mi kötü yanı yoktu? Bana kalırsa bazı bölümler biraz daha kısa olabilirdi. Bir de son 250 sayfaya geldiğimde olayların ne olacağını kestiremeyip biraz bunaldım, bitsin istedim. Ama son 100 sayfada biraz daha hareketlilik gelince tekrar merakla okumaya devam ettim. Bazı bölümleri olmasaydı ben daha şevkle ve severek okurdum kitabın tamamını. (Stendhal'in kemikleri sızlıyordu.)

Bir de beni biraz şaşırtan bir durum var ki söylemeden edemeyeceğim. Kitap bittiğinde tüm karakterlerin analizini yapıp nasıl kişiler olduğunu anlatabilecekken Julien için ne düşündüğümü bir türlü kestiremedim. Belki de yazarın da amacı bu ne iyi ne kötü aslında hepimiz gibi zaafları ve hataları olan bir karakter yaratmaktı. Bu nedenle de Julien o sınırları keskin bir şekilde çizilmiş ve yazarın biraz da hor gördüğü, klasik, yapay roman karakterleri arasından sıyrılıyordu.

Unutmadan söylemekte fayda var. "Neden Kızıl ve Kara?" diye merak edenler için açıklayayım: Julien bir Napolyan hayranı. Bir yandan onun gibi bir asker olmak istiyor ancak bir yandan da yetiştirildiği dini okullar ve yüksek bir gelir elde etme umuduyla din görevlisi olmak için çabalıyor. Tüm serüven aslında bu emellerin ve ikilemlerin etrafında döndüğü için de kitap ismini askerliği simgeleyen kızıl ve rahipliği, din görevlilerini simgeleyen siyahtan alıyor. 

Kişinin hayatında; yetenekleri, hataları, karşısına çıkan insanlar, şans ve tesadüfler nasıl bir rol oynayabilir en açık halde görmek için Kızıl ve Kara'yı okuyabilirsiniz. 

Şimdi sizi kitapta benim en çok sevdiğim cümleler ile baş başa bırakıyorum. 

Keyifli okumalar. :)

Stendhal - Kızıl ile Kara (Kırmızı ve Siyah) Kitap Alıntıları

"Kalbe dokunmasını biliyorlar, ama kırarak."

"Mutluluk aramak, herkesin içinde kendiliğinden bulunan bir duygu değil midir?"

"Bir adamın değeri olduğunu mu sanıyorsunuz? Onun her istediğine engel olmaya, her giriştiği işte zorluk çıkarmaya bakın. Onun gerçekten değeri varsa engelleri de, zorlukları da alt etmeyi bilir."

"Bu görgü, nezaket denen şey, insana kabaca davranışların verebileceği öfkenin uyuşmasından başka bir şey değil."

"Söz, insana düşündüğünü saklayabilsin diye eriştirilmiştir."

"Gerçek, ağırbaşlıdır."

"Bir yol, iki yanındaki çitlerde diken var diye hemen güzelliğini yitirir mi?"

"Her zaman ayrıcalıklarını arttırmak isteyen bir kral bulunur."

"Her gerçek tutku, yalnız kendini düşünür."


17 Haziran 2016 Cuma

Kitap Önerisi: Yaz Sıcağını Hafifletecek Kitaplar

Daha önce her mevsim geçişinde bir kitap önerisi içeriği hazırlamıştım. Aniden sıcaklığını hissettirmeye başlayan yaz için de hem yazı anlatan hem de yazın okurken daha çok keyif alacağınızı düşündüğüm kitap önerilerinde bulunmamak olmazdı. 

Listede Lahiri, Tomris Uyar, Füruzan gibi çok çok sevdiğim yazarların kitaplarının yanı sıra iki çocuk kitabı, bir polisiye roman ve en sevdiğim öykü yazarı, canım Sait Faik'in şiir kitabı da var. 

Umarım okumak için hevesleneceğiniz yeni kitaplar bulabilirsiniz.

Şimdiden keyifli okumalar!

Yaz Sıcağını Hafifletecek Kitaplar

1. Saçında Gün Işığı - Jhumpa Lahiri


2. Kaplumbağalar - Fakir Baykurt


3. Yaza Yolculuk - Tomris Uyar


4. Susuz Yaz - Necati Cumalı


5. Sevda Dolu Bir Yaz - Füruzan


6. Avare Yıllar - Orhan Kemal



7. Bir Şeftali Bin Şeftali - Samed Behrengi



8. Matilda - Roald Dahl



9. Roger Ackroyd Cinayeti - Agatha Christie



10. Şimdi Sevişme Vakti - Sait Faik Abasıyanık



............................................................................................................................

Sonbahar, Kış ve İlkbahar mevsimlerine özel hazırladığım kitap önerileri için aşağıdaki bağlantılara tıklayın!







16 Haziran 2016 Perşembe

Andre Gide - Kalpazanlar



Her ne kadar zamansızlık yüzünden azıcık geç bitirsem de sanılmasın ki ben bu kitabı sevmedim! Kalpazanlar, birden fazla karakterin hikayesini konu alan kalabalık kurgusu, bol mesajlı, bol alt metinli hikayesiyle kendini çok sevdirdi.

Fransız yazar Andre Gide, kitapta eşcinsel duygulardan yalnızlığa, kötülükten ince düşüncelere kadar pek çok konuya değinmiş. Okurken öyle çok alıntıyı işaretledim ki hepsini aşağıda paylaşamasam da en sevdiklerimi bırakıp kaçıyorum.

Andre Gide - Kalpazanlar Kitap Alıntıları

"İnsan ancak bu kadar beceriksiz olur içindeki anlatmakta. Ama belki de duyguları içten olunca beceriksizleşiyor."

"Bunu sen yapamazsan kim yapacak? Hemen yapmazsan ne zaman yapılacak?"

"Hayatın güç yanı, aynı şeyi uzun zaman, sürekli olarak ciddiye almak."

"Yürek, işe karıştı mı beyni uyuşturuveriyor, felce uğratıyor."

"Eşlerde, birinin en küçük bir yaratılış çıkıntısının ötekinde ne katlanılmaz bir kızgınlığa yol açtığını sık sık fark ettim. Çünkü, 'ortak hayat' bu çıkıntıyı hep aynı noktaya sürter, sürtünme karşılıklı olunca da evlilik hayatı bir cehennem olup çıkar."

"Hiçbir şey, herkes için doğru değildir, doğru olduğuna inanana göre doğrudur."





10 Haziran 2016 Cuma

Vladimir Nabokov - Pnin



Yeni ve farklı karakterler ile tanıştığım kitapları çok seviyorum! Pnin de benim için o kitaplar arasındaki yerini aldı. 

20. yüzyılın en başarılı yazarlarından Nabokov'un daha önce Rua Dam Vale isimli romanını okumuş, çok sevmiştim. Pnin, ikinci Nabokov kitabım oldu. Okuduğum pek çok yorumda "Gülmem gerekiyormuş ama gülmedim." , "Eğlenceli değil aksine sıkıcı bir kitap." gibi pek çok yorum okudum. İşin özü ben de kitabın başında çok umutlu değildim. Biraz hayal kırıklığı yaşamıştım. Hatta, Ölmeden Önce Okunması Gereken 1001 kitap arasına nasıl girmiş diye de düşündüm. Ama sonra, Pnin'in özgün karakterini, farklı ve çözülmesi zor yapısını okudukça merakım arttı. Özellikle anlatıcı için "Kim yahu bu?" deyip durdum. 

Karikatür sayfalarındaki konuşma balonlarını atom bombası sanan, Amerikan popülerliğinden ve espri anlayışından hoşlanmayan, sırf daha az iş yapıyor diye bundan haz alıp, her gün kötü bir restoranda yemek yiyen Pnin'i çok sevdim! 

Not: Duyduğuma göre Rus asıllı Amerikalı Nabokov'un kendi kişiliğinden de küçük izler varmış Pnin'de. Zaten karakter, Rusya'dan göçmüş ve Amerika'da Rusça öğretmenliği yapıyor. 

Vladimir Nabokov - Pnin Kitap Alıntıları

"Dünyada insanların gerçekten sahip oldukları tek şey hüzün değil mi?"

"Deha, uyumsuzluktur."

"İnsanlık tarihi, acının tarihidir!"

"Pnin, diktatör bir tanrıya inanmazdı. Belli belirsiz, hortlakların demokrasisine inanırdı. Belki de ölülerin ruhları kurullar oluşturuyor, bunlar da oturumlarına hiç ara vermeksizin dirilerin yazgılarıyla ilgileniyordu."

"İnsanoğlu, çevresindekilerden uzak olduğu sürece hayatını sürdürür."

"Bir insanın şanssızlığının bir köpeğin mutluluğunu engellemesi için hiçbir neden yoktu."



9 Haziran 2016 Perşembe

Yevgeni Zamyatin - Biz


Ölmeden Önce Okunması Gereken 1001 kitap listesinde yer alan kitapları okumaya başladığımı söylemiştim. Biz de o listede yer alan ve pek çok yazara ilham vermiş bir bilim kurgu, anti-ütopya romanı. "Biz" olma yolunda, kişinin kendi benliğini, doğayla ve duygular ile olan ilişkisini nasıl yok edebileceğini gözler önüne seriyor. 

İsmi olmayan, sadece rakamlar ile tanımlanan, hayatları ve yapacakları sıkıcı ve sağlıksız bir matematiğe oturtulmuş insanları konu alan romanda, özgürlüğün ne kadar değerli ve özel olduğu bu ortamın kuralcı yapısı ile başarılı bir şekilde anlatılıyor. 

George Orwell'in 1984'ü gibi kötü ve karanlık bir distopyayı anlatan kitap hakkında biraz daha fikir edinmek için işaretlediğim kitap alıntıları nelermiş bir göz atabilirsiniz. :)

Yevgeni Zamyatin - Biz Kitap Alıntıları


"Seni korkutuyor çünkü senden güçlü. Nefret ediyorsun çünkü korkuyorsun. Seviyorsun çünkü iplerini eline alamıyorsun. İnsan sadece köle edemediğini sever."

"Alçakgönüllülük erdem, gurursa kusurdur. Biz Tanrı'dan, Ben Şeytan'dan gelir."

"Herkes içinde yalnız kalbiyle birlikte söküldüğünde dinecek büyüklükte bir acı mı taşır?"

"Gülerek, cinayet bile öldürülebiliyordu."