23 Ağustos 2016 Salı

En Sevdiğim 5 Öykü Kitabı



Selam!

Öncelikle söylemem gerekiyor ki bu içeriği yazarken çok ama çok zorlanacağım. Çok fazla öykü okuyorum, sevdiğim öykü yazarları arasında dahi kimi zaman ayrım yapamıyorum, bir de ne akla hizmetse "en sevdiklerim" listesi yapmaya kalkışıyorum.

O yüzden lütfen; "Bunu nasıl eklemedin?" , "Bu kitabı sevmiyor musun?" deyip de bu kızı üzmeyin. Uzatsam çok uzayacaktı zira.

Her şey hala bu güzel kitaplarla ve öykü okumanın zevkiyle tanışmamış takipçilerim için! Kıymetimi bilin çocuklar!

1. Dokuz Öykü - J. D. Salinger

Salinger'ın öykülerine bu kadar hayran olmanın sebebi ne diye sorsanız "Çok durular." derim. Sade ama derin, klişe gibi gelse de çok özel hikayeler anlatıyor Salinger. Bir de tarifi mümkün olmayan bir yaşanmışlık hissi ve samimiyet var yazdıklarında. Çok seviyorum çocuklar.



2. Son Kuşlar - Sait Faik Abasıyanık

Sait Faik'in tüm öyküleri güzel ama Son Kuşlar'ın yeri bende ayrı. Deniz havası, balıkçılar, her yerde rastlayabileceğiniz insanlar, o içten ve dolambaçsız anlatım öyle iyi geliyor ki. Bir ara yeniden okuyup huzuru bulayım en iyisi.



3. Küskün Kahvenin Türküsü - Carson Mccullers

Bana içimdeki müziği keşfetmemi fısıldayan bir yazar Carson Mccullers. Gencecik yaşında yazdığı ince öyküler ve koca bir romanı var. Hepsine bayılıyorum!



4. Yaşamın Ucuna Yolculuk - Tezer Özlü

Senin peşinde kaç durak kaçırdım, kaç kez bu şehirden senin peşinde bambaşka şehirlere yolculuk yaptım bilmiyorum Tezer'im. Ama yazdıklarının içinde en çok bu kitabı, bu hikayeleri seviyorum. Seni en iyi bu öykülerde görüyorum.



5. Gül Mevsimidir - Füruzan

Nedense kendime çok yakın hissettiğim ve duyguları onun gibi başarılı bir şekilde anlatmak isteyip örnek aldığım bir kadın Füruzan. Gül Mevsimidir benim toplu bir öykü kitabında okuduğum uzun bir öyküsü. YKY şimdilerde tek başına basıyor bu güzeli. Alsanıza çocuklar.



Not: Bu kitaplardan bazılarını hatta tümünü farklı kitap önerileri içeriklerimde paylaşmış olabilirim. Bu içerikte amacım yeni kitap önerilerinde bulunmaktan ziyade en sevdiğim öykü kitaplarını paylaşmak. O yüzden çok takılmayın. 



18 Ağustos 2016 Perşembe

Ivo Andriç - Drina Köprüsü



Selam!

Bu içerikte sizlere Yugoslav edebiyatının Nobel ödüllü yazarı Ivo Andriç'in (Ivo Andrić) Drina Köprüsü adlı romanından bahsedeceğim. 

Bir köprü üzerinde bir araya gelen farklı milletten insanların tarihe tanıklık eden hayatlarını, bir köprünün yıllar boyu farklı nesillere olan şahitliğini anlatıyor Drina Köprüsü. Üzerinde; idamların, cezaların, aşkların, politik konuşmaların, savaşların, sazlı sözlü muhabbetlerin yapıldığı köprü zamana meydan okurken, etrafında yaşananlar gün geçtikçe bambaşka bir hal alıyor.

Sokullu Mehmet Paşa'nın, devşirilmeden önceki adıyla Sokoloviç'in yaptırdığı bu köprünün ve bağladığı sınırların hikayesi beni çok etkiledi. Vahşeti de aşkı da, dostluğu da sahtekarlığa da gören bu köprünün bir de altından akan suları dinlemek isterdim. :)

Umarım bir gün yolum Bosna-Hersek'teki Vişegrad'a da düşer de sevmediği bir adam ile evlenmemek için köprüden atlayan Fato'yu, kandırılan masum asker Milan', yok yere ölüme atılan Radisav'ı ve diğerlerini düşünür, onları orada hayal etme şansına erişebilirim.  

Ivo Andriç - Drina Köprüsü Kitap Alıntıları

"Tabiat kanunlarına göre insanlar daima bütün yeniliklere karşı gelirler. Ama bu uzun sürmez. Çünkü önemli olanı, hayatın biçim değil, hayatın kendisidir."

"Çünkü iktidar isyansız, entrikasız olamazdı, tıpkı zarar ve üzüntü vermeyen bir zenginliğin olamayışı gibi."

"Büyük olayların kasırgası karşısında başı dönenler, çoğunlukla böyle cahiller olur."

"Mutsuzluklar da sonsuz değildirler. Bir bakıma mutluluğa benzerler, geçip giderler, daha doğrusu biçim değiştirirler."

"Önemli olan hayatın biçimi değil, hayatın kendisidir."






16 Ağustos 2016 Salı

İlk Analog Fotoğraflarım

Selam!

Fotoğraf çekmeyi, ince detayları ve anları yakalamayı çok seviyorum. Bundan 2 yıl kadar önce sevgilim, daha ilişkimiz tazecikken, seyahatlerimizi ve anılarımızı biriktirmemiz için bana Lomography markalı bir fotoğraf makinesi hediye etti. 

Model olarak da La Sardina'nın Wally Watcher'ini seçtik. Makinenin teması ikimizin de zevkine ve bakış açısına uygun olacak şekilde elbette ki tatil. 

Makine hakkında detaylı bilgi için: https://goo.gl/dzaBt1

Fotoğraf makinemi ve fotoğraf çekmeyi çok sevmeme rağmen çektiğim ilk filmleri hoop diye açıp yaktıktan sonra önce bir moralim bozuldu. Ardından bir hevesle yeni bir film takıp yeni baştan çektim fotoğraflarımı. Sonra yine bir kenara koydum makinemi. Bu süreçte aklım onda ama iş, güç vs. derken yine bastırmak ya da taratmak aklıma gelmedi.

Geçenlerde ise sanki vahiy gelmiş gibi makinemin içindeki filmleri bastırmak istedim. O kadar beklemişim ki 1 yıl olmuş. İçerisinde geçen yıl çıktığımız tatilden ve kışın gittiğimiz Japon Bahçesi'nde kalma fotoğraflar çıktı. 

Fotoğrafları Galata'daki Lomo Store'da tarattım. Bir film için toplamda 13 TL gibi cüzi bir miktar ödedim. Filmi pazar günü verdim, çarşamba günü hazır olduğuna dair mail geldi. Uygun olduğumda koşa koşa gidip fotoğraflarımın bulunduğu CD'leri ve filmleri aldım. 

Tarama sonrası CD'yi bilgisayara taktıktan sonraki heyecanım görülmeye değerdi. 

İşte amatör ruhumuzla çektiğimiz ilk analog fotoğraflar!

Yanıklar, bulanıklıklar, karanlık ya da flu görüntüleri bile çok sevdim. 

Tabii bir dahaki sefere daha iyilerini çekeceğimi düşünüyorum. Epey araştırma yaptım. :)

Bu fotoğraflar ilk deneyimimizin izleri olarak burada kalsın. Bakalım daha neler paylaşacağım sizlerle?









Not: Tumblr üzerinden tanıştığım çok sevgili Caner, makineyi kullanmam için harika tüyolar verdi ve tarama için de beni yönlendirdi. Kendisi harika fotoğraflar çekiyor. Adreslerini aşağıya bırakıyor olacağım. Mutlaka ziyaret edin. :)

http://canercelikphoto.tumblr.com/

http://bohemkokusu.tumblr.com/


............................................................................................................................

Beni aşağıdaki adreslerden de takip edebilirsiniz!

http://frannyninpaltosu.tumblr.com/

https://www.instagram.com/basak.colular/

https://www.goodreads.com/user/show/31919520-ba-ak-olular


Çok sevgiler! 

12 Ağustos 2016 Cuma

Kitap Okurken Ne Dinliyorum?


Selam!

Her ne kadar kitap okurken sessiz bir ortam arasam da kimi zaman çevreden iyice soyutlanmak kimi zaman da kitabın kendi içindeki ezgiyi ve ahengi daha iyi hissedebilmek için müzik dinleyerek okumayı tercih ediyorum. Bu müzikler genelde kitaba odaklanmamı engelleyemeyecek, sakin ve rahatlatıcı parçalar oluyor. 

Bakalım kitap okurken ne dinliyorum?

Klasik Müziğin Dinginliği Adına!

Odaklanmak ve huzura ermek için en etkili müzik türü bana göre klasik müzik. Harika bir kulağım yok, tüm klasik müzik sanatçılarını ve eserlerini bildiğimi de iddia etmiyorum ama bildiklerim, sürekli dinlediklerim ve ara ara yeniden keşfettiklerim bana yetiyor. İşte onlardan bazıları:









Şu şekilde "en iyiler" çalma listeleri de çok güzelli oluyor. Okuma boyunca mis gibi dinleniyor:



Nostalji Rüzgarları

Eski şarkıların tınısı ve duygusu çok farklı. Özellikle eski zamanları anlatan kitapları okurken bu tip şarkıları dinlemek çok zevkli olabiliyor. Bazen kitapta geçen bir şarkıyı dinliyorum okurken. Sanki o anı yaşıyormuşum hissi veriyor. Çok güzelli oluyor. 







Tüm bunların dışında Spotify ya da Youtube'da oluşturulan listeleri de takip ediyorum. Okurken, çalışırken, uyurken dinleyebileceğiniz pek çok dingin ve sakin şarkıya bu listelerden ulaşabilirsiniz. 





9 Ağustos 2016 Salı

Okunmayı Bekleyen Kitaplar



Selam!

Ölmeden Önce Okunması Gereken 1001 Kitap listesine daldığımdan beri elimde olan ve okuyamadığım kitapların sayısı da biraz arttı. Neyse ki Drina Köprüsü ve Boncuk Oyunu'ndan sonra bu listeye biraz ara verip elimdeki kitapları okumaya başlayacağım. Hedefim 1001 kitap listesine dönmeden elimdeki kitapların en az yarısını okumak. Bakalım neler olacak?

Öncelikle hangisini okuyacağıma, nasıl bir yol izleyeceğime hala karar veremedim. Ama hem size gösterirken kolaylık olsun hem de elimde neler varmış daha iyi görmek için kitapları belli özelliklerine göre sınıflandırdım. Çocuk kitaplarından başlayalım!


-Pinokyo

-80 Günde Dünya Gezisi

-Çarli'nin Büyük Cam Asansörü

-Dünya Şampiyonu Danny

Çocuk kitaplarına olan aşkımı artık biliyorsunuz. Okunmayı bekleyen çocuk kitaplarım arasında daha önce okuduğum 3 kitap var. Onları kütüphaneme dahil etmek ve yeniden okumak çok keyifli olacak. Roald Dahl'ın bu iki kitabını ise henüz okumadım ve çok merak ediyorum.


-Halk Hikayelerinde Doğum Motifi

-Günlerin Getirdiği - Sözden Söze

-Evrensel Doğa Tarihi ve Gökler Kuramı

-Psikanaliz ve Uygulama

Okunmayı bekleyen; deneme, sanat, psikoloji ve felsefe kitaplarım da var. Kütüphanemde bu tarz kitapların olması benim için çok önemli. Genel olarak edebi kitaplar okusam da edebiyat dışında, bana faydası olan ve ufkumu açan "iyi" kitaplar okumayı çok seviyorum. Acaba hangisinden başlasam? :)


-İstanbul'un Kuytu Köşeleri

-İstanbul Gizemleri

Yaşadığım şehri anlatan kitapları görünce dayanamıyorum. Özellikle sahaftan öyle ucuza bulabiliyorum ki hiç kaçırmıyorum. Okudukça şehrimi daha iyi tanımak, gidecek yeni yerler keşfetmek harika oluyor. Aydın Boysan'ın kitabını ilk okuyacaklarım arasına koyabilirim. :)


-Büyüyen Eller

-Merhume

-Gündökümü II

Gelelim çok güzellere. Üç kitabı farklı zamanlarda aldım ama çok sevdiğim üç yazar ile karşınızdayım. Sait Faik ve Tomris Uyar en sevdiğim öykü yazarları arasında. Murat Uyurkulak ise günümüz edebiyatının en iyi yazarlarından biri bana kalırsa. Keşke daha çok kitap yazsa. Gündökümü'nin de ilkini bulamadım ikincisini buldum. Olmadı alana kadar beklemeyip e-kitap okuyacağım. Bakalım bakalım.


-Ermeni Av Hikayeleri

-Virginia Woolf - Bütün Öyküleri

-Jack Kerouac - Allen Ginsberg Mektuplar

Öykülerden laf açılmışken şu güzelleri de göstereyim. Virginia Woolf'un tüm öyküleri beni epey meraklandırıyor ama sanki okumak için biraz daha zamanı var. Ermeni Av Hikayeleri'ni ise ilk sıralara alabilirim. Allen ve Jack'in mektuplarını bir Beat ayı yapıp mı okusam bir an evvel mi okusam bilemiyorum. Hayat çok zor çocuklar.



-Binbir Gece Masalları

-Masal Irmaklarının Okyanusu

Binbir Gece Masallarını bitirmeme az kaldı. Bu güzeli de okuyup kalan kitaplarını da satın alırsam çok mutlu olacağım. Masal Irmaklarının Okyanusu'nu ise şu ayı atlatıp evime yerleşip rahat rahat, tadını çıkara çıkara okumak istiyorum. Hem kocaman hem de böylesine masalsı bir öyküyü (umarım beklediğim gibi çıkar) araya sıkıştıramam.


-Kendileriyle Savaşanlar

-Yıldızın Parladığı Anlar

-Parfümün Dansı

-Eroin

-Özgürlük

-Rastlanstısal

-Kent ve Tuz

-Katboluş

Vee son kitaplar! Hepsi dünya edebiyatından, farklı dönemlere, konulara ve türlere aitler. Zweigleri bir Zweig ayı/ayları yapmak için almıştım, olmadı. Farklı zamanlarda okuyacağım. Geriye kalanlar Eroin hariç (onu niye aldım bilmiyorum, sevgili alalım demişti sanırım. Bir yerden methini duymuş olabilir ama benim hiçbir fikrim yok. Kapağı da bestseller gibi bir tuhaf.) okumayı uzun zamandır istediğim kitaplardan oluşuyor. 

Tüm kitapları tez zamanda okuyup, bir sürü şey öğrenip, yepyeni kitaplara yelken açmak istiyorum!

Şimdilik benden bu kadar!

Not: Okuyarak güzelleşelim!


8 Ağustos 2016 Pazartesi

Mario Puzo - Baba


Selamlar!

Hem kitabı hem de film uyarlamasıyla yere göğe sığdırılamayan ve övgüleri toplayan meşhur kitabı nihayet bitirmiş bulunuyorum. Hazır bilgilerim ve hissettiklerim tazeyken de Baba hakkındaki yorumlarımı sizinle paylaşmak istiyorum.

Kitap, İtalyan mafya babası Don Corleone'nin ailesini, diğer Sicilyalı "aileler" ile olan ilişkilerini tüm çıplaklığıyla anlatılıyor. Bizim gibi sıradan insanların aklının almayacağı suç ve ceza yöntemleri, haksız yoldan para kazanma yolları, geleneksellemiş ve insanlıktan çıkmış bir grupta kendi çıkarı için her şeyi yapabilecek insanları ile Baba, tam manasıyla "uç" bir kesimin yaşantısını okuyucuyla buluşturuyor. 

Kitabı okurken ailesine olan düşkünlüğü, vefakarlığı ve iyi niyeti yüzünden Don Corleone'ye hayran oluveriyorsunuz. Sonra soğukkanlı bir davranışı, kadınlara olan bakışı nedeniyle bir anda soğuyup hayret edebiliyorsunuz. Yani Baba ve ailesini bir yandan sevip bir yandan da nefret ediyorsunuz. En azından kitabı okurken ben böyle hissettim. 

Ama ne olursa olsun bu kitap, verdiği hayat dersleriyle ve muazzam kurgusuyla oldukça etkileyici. Mario Puzo'nun etkin ve akıcı bir üsluba sahip olduğu tartışılamaz. 

Ölmeden Önce Okunması Gereken 1001 kitap listesinde de yer alan kitabı, farklı bakış açılarını görmeniz için mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum.

Şimdiden keyifli okumalar!


4 Ağustos 2016 Perşembe

Öykü Okumayı Sevdirecek 5 Küçük Püf Noktası


Selam!

Geçen gün Tumblr'da bir Anonim, çok istediğini ancak öykü okuyamadığını, kitaptan koptuğunu, bu durumu nasıl değiştirebileceğini sordu. Biraz bocaladım yanıt verirken. Zira kendimi bildim bileli öykü okumayı çok severim ve eğer iyi bir öykü okuyorsam hiç zorlanmam.

Bu yüzden benim gibi öykü okumayı  kişilerin de mutlaka çok iyi bildiği, küçük püf noktalarını sizlerle paylaşmaya karar verdim. Böylece bu dertten muzdarip kişileri de birer "öyküsever" haline getirebiliriz belki.

Bu konuya katkı sağlayacak görüşleriniz varsa yorum olarak yazabilirsiniz. 

Keyifli okumalar!

Öykü Okumayı Sevdirecek 5 Küçük Püf Noktası

1. En İyilerden Başla

Biraz hileli bir durum olsa da bir türü sevmen için onun en iyilerini okumak gerek bana göre. Bu yüzden iyi bir öykü okuru olmak için işe en iyi öykü yazarlarını okuyamak gerek. Sait Faik Abasıyanık, Tomris Uyar, Füruzan, Salinger, Çehov, Bilge Karasu, Gogol gibi dev öykücülerin (ay kesin çok sevdiğim ve atladığım isimler var ama hepsini burada yazmam mümkün değil) eserleriyle işe başlarsanız her şey çok daha kolay olacaktır.

2. Sindirmek İçin Kendine Biraz Zaman Tanı

Salinger'in Dokuz Öykü kitabı, en sevdiğim öyküler arasında ilk ona girecek Muz Balığı İçin Mükemmel Bir Gün öyküsü ile başlar. Sarsak Dayı ile devam eder. Eğer siz, Muz Balığı İçin Mükemmel Bir Gün'ü okuyup nefes dahi almadan Sarsak Dayı'ya geçerseniz o öyküyü gerçekten benimsemeniz imkansız hale gelir. Bu yüzden bir öyküyü tamamladıktan sonra sindirmeyi asla ihmal etmeyin.

3. Yeniden Oku

Bazen çok sevdiğin bir öyküye doyamayabilirsiniz. Belki de uygun zamanda okuyamadığın için doğru mesajı alamayabilirsiniz. Bu nedenle belirli aralıklarla sevdiğin ya da bir şekilde aklında yer etmiş öyküleri tekrar okuyun. Mucizeye tanıklık edeceksiniz. :)


4. Tarafını Seç

Her öykü yazarının kalbinde bir aslan yatar. Kimi durağan, bir olaydan çok bir durumu anlatan, diyalogsuz durum öykülerini sever. Kimi ise kısacık bir metindeki o alengirli olayların heyecanına kapılmayı tercih eder. Belli başlı yazarları ve hikayeleri okuduktan sonra tarafınızı seçin ve sevdiğiniz türde öyküler okuyun. Böylece zorlanarak ya da istemeyerek, sevmeyerek okumak zorunda kalmazsınız.

5. Not Al, Alıntıla, Tamamla!

Sadece öykü için değil, tüm türler için geçerli bir madde bu. Ancak yapısı itibariyle bir öykü hakkında ana fikir çıkarmak, alıntılama yapmak çok daha kolay. Üstelik bazı öykülerin sonu öyle belirsiz ve yaratma isteği uyandırıyor ki bunları tamamlayarak bile o öyküyü daha çok sevip anlayabilirsiniz.

Öykü okumayı keyifli ve kolay hale getirecek önerilerim bu kadar! Bence denerseniz epey faydasını göreceksiniz. Ne dersiniz?


3 Ağustos 2016 Çarşamba

Çeviri Sorunsalı: Dünya Klasikleri Hangi Yayınevinden Okunmalı?


Selam!

Bana en sık gelen sorulardan biri, başlıktan da anlayacağınız üzere; "Dünya Klasikleri Hangi Yayınevinden Okunmalı?" Öncelikle bunun tek bir yanıtı olmadığını söylemeliyim. "Dünya klasiklerinde en iyi yayınevi" diye bir şey de yok.

Ama sapla samanı ayırmanız için size kendi tecrübelerime dayanarak naçizane küçük bilgiler vereceğim. Hatam olursa şimdiden affola!

İyiyi ve Kötüyü Ayırın

Pratik olması açısında bir örnek ile açıklayacağım.

Dostoyevski'nin Suç ve Cezası'nı almak istiyorum. Ancak kitap; İletişim, Can, İş Bankası gibi bilindik ve kaliteli yayınevlerinden tutun İskele, Antik Kitap, Sis Yayınevleri gibi ucuz, çok da itibar edilmeyen pek çok yayınevinden basılmış. Kararsız kalmamak işten bile değil. Ancak doğru bir eleme ile iyi çevrilmiş, uygun fiyatlı bir baskı satın almak çok zor değil.

Öncelikle yayınevinizi belirleyin. Bunlar içinde bana kalırsa yüzüne bakılmayacak yayınevleri var.

İlk aklıma gelenler hemen sıralamam gerekirse:

-Bordo-Siyah
-Antik Kitap
-Sonsuz Kitap
-İskele Yayıncılık

Bunun dışında bir kitap normalde 500 sayfaysa ve size 200 sayfa sunuluyorsa ya da ortalama 20 liraysa ve 5 liraya satılıyorsa zaten o yayınevinden uzak durun. Kaçın hatta.

Çeviri Konusunda Güvendiğim Yayınevleri

Kötüyü elemek kolay. Gelelim en zorlu kısma. Klasikler; güvenilir, kaliteli ve başarılı pek çok yayınevi tarafından basılıyor. Bu nedenle de ayrım yapmak zorlaşıyor. Ben bu aşamada elememi sırasıyla aşağıdaki noktalara göre yapıyorum:

- Çevirmen,

-Kitap fiyatı,

-Çevrildiği dil(Kitap Rusçaysa ve doğrudan Rusça'dan çevrilmişse bu büyük bir artı bana kalırsa),

-Baskı - kapak kalitesi, cilt seçenekleri.

Önce çevirmeni ve daha önce çevirdiği kitaplara bakıyorum. Ama bir süre sonra öyle bir durum oluyor ki zaten favori çevirmenleriniz oluyor. Örneğin; Nihal Yeğinobalı, Sevin Okyay, Tomris Uyar, Avi Pardo gibi isimlerin çevirdiği kitapları gözüm kapalı alıyorum.

Çevirmen konusunda kararsız kalırsanız, eş değerde çeviriler olduğunu düşünüyorsanız kitabın fiyatı kararınızı etkileyebilir. Bu çok doğal ve çok da doğru bir eleme yöntemi. Kimi zaman çevirinin ana dilden yapılmış olması ya da kitabın baskı kalitesi, ciltli olması da karar verme aşamasında işinizi kolaylaştıracaktır.

Tüm bu isteklerimi karşılayan yayınevleri ise yine sırasıyla şöyle:

-İş Bankası Kültür Yayınları

-İletim Yayınevi

-Can Yayınları

Ben genelde dünya klasiklerini bu üç yayınevinden alıyorum Uygun fiyatları, sorunsuz çevirileri, kitaplıkta gerçekten klasik kitapların olduğunu gösteren bir örnek tasarımı ve ciltli satın alma seçeneğiyle İş Bankası Kültür Yayınları'nın Hasan Ali Yücel Klasikleri ise favorim. Üstelik bu seride pek çok yayınevinde olmayan kitaplar da mevcut. Roman, öykü, oyun, deneme ve felsefe türlerinde pek çok kitabı Hasan Ali Yücel Klasikleri arasında bulabilirsiniz.

"Dünya Klasikleri Hangi Yayınevinden Okunmalı?" sorusuna karşılık olarak söyleyebileceklerim sanırım bu kadar. Sizin aklınıza takılan ya da satın alırken ikileme düşmenize neden olan durumlar varsa yorum olarak yazabilirsiniz.

Elimden geldiğince yanıtlamaya çalışırım. :)

Keyifli okumalar!


2 Ağustos 2016 Salı

Temmuz Ayında Okuduğum Kitaplar

Selam!

Temmuz ayında okuduğum kitaplar ile karşınızdayım. Ölmeden Önce Okunması Gereken 1001 Kitap listesinden seçtiğim kitapları okumaya devam ediyorum. Kısaca özet geçmek gerekirse; ruh halimi etkileyen, beni içine çeken ve farklı, özgün kitaplar okudum bu ay. 

Her bir kitap için yazdığım içeriklere kitap ismine ya da görsellerine tıklayarak ulaşabilir, kısa kitap incelemelerime ve kitap alıntılarıma göz atabilirsiniz! 

Temmuz Ayında Okuduğum Kitaplar




2. Malte Laurids Brigge'nin Notları - Rainer Maria Rilke