29 Mart 2017 Çarşamba

Sabah Rutini(!)


İş yerim ve evim arasındaki upuzun yolda sürünüp durmanın en iyi yanı kitap okumaya ekstra zaman kazanabilmem. Kimi zaman yol boyunca, kimi zaman da daha az süreliğine kitabı elime alıp kendimi mekandan soyutluyorum. Eğer bir gün aniden freelancer olmaya karar verirsem -ki bu çok da uzun sürmeyecek sanırım- en çok bu anları özleyeceğim.

Özellikle sabahları, daha zihnim açılmamış, yataktan kalkalı yarım saat kadar olmuşken -evet 10-15 dakikada hazırlanıyorum- kendimi dünyanın en ciddi ya da en ütopik olaylarının içinde bulmak, bir anda 3 kupa kahve içmiş etkisi uyandırabiliyor. Tabii kimi zaman masal ya da öykülerin rehavetine kapılıp küçük esnemeler ile bölünen okumalar da yapmıyor değilim. Bu da işin sevimli tarafı.

Bu sabah düşündüm de bu nasıl oluyor? Yorgunluktan kaynaklı ruh gibi hissettiğim, kimsenin sesine bile tahammül edemediğim, yanımdan geçenlere, minicik değenlere pek de hoş olmayan bakışlar attığım sabah işe gidiş ve akşam iş çıkışı saatlerinde nasıl oluyor da her konuda okuma yapabiliyorum? Sanırım bunu bir çıkış ve kaçış olarak görüyorum. Yukarıda da söylediğim gibi sanırım zihin "soyutlanmak" istediğinde o an en uygun bulduğu şeye sarılıyor.

Hatta normal zamanda kolayca odaklanamayacağı konulara dahi bu tip zaman dilimlerinde daha kolay odaklanabiliyor. Algım doğru mu yanlış mı çalışıyor siz karar verin.

Reklamlar: Eğer siz de yolda kitap okumayı seviyorsanız şu içeriğe bir göz atın derim: Yolda Kitap Okumayı Sevenlere İşe Yarar 5 Öneri








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yaza yaza azalmaz ki sendeki özgür ruh!