21 Temmuz 2017 Cuma

Duy, Dinle, Anla

“Bütün öykülerin ana fikrinin iki çehresi vardır: hayatın devamı; ölümün kaçınılmazlığı.” 
― Italo Calvino, Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu

Tüm iyi anlarımı, güzel zamanlarımı bir araya getirdiğimde ortaya çıkan tablo, bana tam da bu zamanlarda içimi dinlediğimi ve onu yatıştırmaya başarabildiğim için her şeyin yoluna girdiğini gösteriyor. 

Gün içinde kendimizden başka pek çok şeyi dinliyoruz. Patronumuzu, arkadaşlarımızı, sevgilimizi, ailemizi, çok sevdiğimiz ya da ilk kez duyduğumuz bir şarkıyı, açık pencereden odaya dolan seyyar satıcı seslerini, her şeyi duyuyor hatta vakit ayırıp dinliyoruz. Çevrede olup bitenleri anlamaya çalışıyoruz. Ama iş kendi iç sesimize gelince yorgun düşüp erteliyoruz bir dahaki sefere. Ya da onunla anlaşmaya çalışmıyoruz.

Yaşamaya devam ediyorsak ve aslında hiçbir şeyin gerçekten anlamı yoksa bence sadece kendimizi dinlemeyip yola her defasında kendimize inanıp devam etmeliyiz. Bu aralar en çok kendisi için yazan, gün içinde belki meditasyonla belki de sadece durup etraftan sıyrılarak düşüncelerine kulak veren biri olmayı doğru şekilde başarmak için uğraşıyorum. Küçük notlarım, küçük fikirlerim, gereğinden fazla hassas duygularım ve hiç çıkar yolu yokmuş gibi görünen düşüncelerimle baş başa kalmak için biraz daha fazla vakit ayırmalıyım.

Sonrasında birkaç benlik mucizesi ile karşılaşırsam belki size de yazarım.


2 Temmuz 2017 Pazar

Haziran Ayında Okuduğum Kitaplar - 2017

Güzel öykülerle geçen mayıs ayının ardından haziran ayında da iki güzel öykü kitabı ve bir roman ile devam etti. Bakın bakalım bu ay neler okumuşum? 🙈


Hep Eve - Henrietta Rose Innes

Öykülerin dili, tavrı, "hep eve" giden sonları kitabın içerisindeki her bir hikayeyi ayrı ayrı değerlendirmeme çok da izin vermiyor. Bir araya geldiklerinde, art arda okunduklarında mana bulan; farklı hayatların, farklı yaşanmışlıklarının sonunun aynı olabileceğini gösteren öyküler yazmış Henrietta Rose-Innes. Zarif, naif ve duygulu anlatımı sayesinde güzel bir yolculuğa çıkabilirsiniz.

Al Yazmalım, Selvi Boylum, Erken Gelen Turnalar, Fuji Yama, Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek - Cengiz Aytmatov

Al Yazmalım, Selvi Boylum'da bir aşk hikayesinden ziyade başına buyruk bir adamın pişmanlıklarını, yıkılan bir ailenin hikayesini anlatıyor bence Aytmatov. Sonrasında savaş sırasında okullarından tarlalara sürülen çocukların hikayesi Erken Gelen Turnalar başlıyor. Fuji Yama ise tıpkı adını aldığı dağ gibi ulu ve yüksek bir dağın tepesinde bir araya gelen dostların yılların eskitemediği, söndüremediği davalarını, aşklarını, sırlarını açığa çıkarıyor. Yazar son ve en etkileyici noktayı Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek ile koyuyor. Fok avına çıkan biri yaşlı, biri çocuk ve ikisi yetişkin dört erkeğin açlık, susuzlukla mücadelesini heyecanla anlatıyor. Bir çocuğun birkaç günde büyümesinin nasıl mümkün olacağını gösteriyor.


Ben Annemi Seviyorum - William Saroyan

William Saroyan'ı çok ama çok seviyorum. Pek çok kaynakta Amerikan edebiyatı yazarları arasında sayılsa da bana göre o Ermeni edebiyatının en değerli yazarlarından. Kökeni, ailesi, geçmişi ve Ermeni kültürleri okuduğum kitaplarında kendini gerçekten belli ediyor. Ancak yazarı sadece bu kitabından tanımış olsam gerçekten de Amerikan bir yazar olarak düşünürdüm. Bir anne ile kızının şöhret olma yolundaki hikayesini anlatan kitap, sıcak ve samimiydi. Saroyan'ın müthiş dilini görmek için en uygun kitap sayılmasa da yine de severek okuyacağınızı düşünüyorum.

Siz bu yazıyı okurken ben de Proust'un Kayıp Zamanın İzinde serisinin ikinci kitabı olan Çiçek Açmış Genç Kızların izinde romanının son sayfalarını okuyor olacağım.

Sevgiler!

Geçen Aylarda Neler Okumuşum?



Beni aşağıdaki adreslerden de takip edebilirsiniz! 👇

Tumblr 📌

İnstagram 📷

Goodreads 📚