31 Ekim 2017 Salı

%50 İndirimli Kitap Alışverişi!

Selam!👋


Bu ay Enpara'nın %50 kitap indiriminden faydalanıp (Eğer ayın Enparalısı olursanız yapacağınız 50 TL'lik kitap alışverişinin yarısını Enpara ödüyor) kitapyurdu.com üzerinden 4 kitap satın aldık! 

Normalde kitapyurdu.com'u tercih etmesem de kampanya şartlarından ötürü (İndirim kazanmak için belirli sitelerden alışveriş yapabiliyorsunuz) tüm kitapları buradan sipariş ettim. Ama kitapları korumak için güzelce sarmaları ve hızlı şekilde teslim etmeleri nedeniyle sonu mutlu biten bir alışveriş yapmış olduk. 

Bu tip büyük indirimlerde genellikle daha kalın ve pahalı olan kitapları tercih ediyoruz. Bu nedenle eşimle birlikte ikişer kitap satın alıp 50 TL'lik kotamızı doldurduk. İşte satın aldığımız kitaplar!

Kurtlarla Koşan Kadınlar - Clarissa P. Estes

Tristram Shandy Beyefendi'nin Hayatı - Laurence Sterne

Taksitle Ölüm - Louis Ferdinand Celine

Çatalhöyük Leoparın Öyküsü - Ian Hodder

4 kitabı hem kitapyurdu.com'un online indirimleri hem de Enpara'nın kampanyası sayesinde oldukça uygun bir fiyata satın almış olduk. 


Yılın son iki ayında 2017'de okuyacağım 20 kitap listesinden kalan kitapları bitiriyor olacağım. Yılbaşında yepyeni kitaplarımı okumaya başlamak için sabırsızlanıyorum! 💙🙌

Ekim 2017'de Yayınladığım Kitap Alışverişi İçerikleri



Sevgiler!

Beni aşağıdaki adreslerden de takip edebilirsiniz! 👇

Tumblr 📌

İnstagram 📷

Goodreads 📚

25 Ekim 2017 Çarşamba

Karadeniz Turu 4. Gün: Rize

Selam! 👋


Eylül sonuna doğru, 25 - 30 Ağustos 2017 tarihleri arasında gerçekleştirdiğimiz Karadeniz turunu anlatan ilk içerikleri yayınlamaya başladım. Bana kalırsa her günü ayrı ayrı ele almak hem çok uzun ve karışık içerikler oluşmasını hem de ziyaret ettiğim yerleri size daha iyi anlatabilmemi sağladı. Tabii her gün için özel bir içerik yazmam da daha fazla zamanımı aldı. İçerikleri hayal ettiğim gibi iki haftada tamamlayamadım. 🙈 Ancak kasım ayında küçük bir seyahat planımız ortaya çıkınca yeni tatil öncesi kalan iki günün içeriklerini yazmak, geldikten sonra da sadece yeni gezimizi anlatmak için vakit harcamak istedim. Ve sonuç olarak bu turda; en keyif aldığımız, en yeşil, en mis havalı günü anlatmak için karşınızdayım! 😇😍

Not: Bu içerik bol konuşmalı olmasa da bol fotoğraflı olacak. Şimdiden söyleyeyim!

Zil Kale


Rize Çamlıhemşin'de bulunan Zil Kale, sarp bir kayanın üzerine inşa edilmiş. Denizden 750 metre yüksekte yer alan kale, ziyaretçilerine harika manzaralar sunuyor. Yeşilliklerin çevrelediği Zil Kale, 1. derecen sit alanı olarak kayıtlara geçmiş. Bölgedeki en önemli yapılardan biri olarak görülüyor. 




Günümüzde oldukça iyi durumda olan yapının manzarası yukarı çıktıkça daha da görkemli bir hal alıyor. Bu arada küçük bir not: Ben kaleleri gezerken burada görev yapmış askerlerin ayak izlerini aramayı, onların zamanında neler yaşadığını hayal etmeyi seviyorum. Özellikle de eğimli rampalarda, zor çıkılan dar merdivenlerde. 😊



Kaleyi gezerken Karabaş da bize rehberlik etti. 😊

 Palovit Şelalesi


Palovit Şelalesi'ne inen kütük merdiven.

İlk durağımız Zil Kale sonrası Kaçkar Dağları Milli Parkı içerisinde yer alan Palovit Şelalesi'ni ziyaret ettik. Yeşilliklerle çevrili, yaklaşık 15 metre yükseklikten akan şelaleyi yakından görmek, azıcık ıslanıp ferahlamak(!) için kütükten yapılmış bir merdiven bulunuyor. 


Şelalenin dibine indiğinizde inanılmaz bir serinlik hemen kendini hissettiriyor. Kışın burayı hayal bile edemiyorum. Yukarı çıktığımızda sanki ahmakıslatan yağmuruna yakalanmışcasına ıslanmıştık. 🙈

Çok güzel, doğaya sarılıyormuş gibi hissettiğiniz bir yer burası. Aslında bunu tüm Rize için söyleyebilirim. 🌲🌳🍀🌿

Bu arada küçük bir not: Zil Kale'nin bulunduğu bölgeye çıkmak için Çamlıhemşin'den minibüse bindik. Zira büyük tur otobüslerinin ve Karadeniz yollarına alışkın olmayan sürücülerin geçebileceği yollar yok milli parkta. 

Gelin Tülü Şelalesi


Palovit Şelalesi'nden sonra yeniden Çamlıhemşin merkeze inip oradan son durağımız olan Ayder'e hareket ettik. Ayder'i gezmeden önce Gelin Tülü Şelalesi'ni görmek için Huser Yaylası'na çıktık. Gelin Tülü Şelalesi de tıpkı Palovit gibi Kaçkar Dağları'nda yer alıyor ancak onu en iyi görebileceğiniz nokta Huser Yaylası. Şelaleyi görüp fotoğraflarınızı çektikten sonra yürüyerek hemen aşağıda bulunan Ayder'e inebilirsiniz. 


Türkiye'nin en uzun şelalerinden biri olan doğa harikasının ismi, dağlar ve yeşiller arasında bir tül görünmesinden geliyor. Şelale, 1500 metre uzunluğunda ve dik olarak iniyor. Karadeniz'in sisli havasında şelaleyi yukarıdaki gibi çok hoş bir manzara içinde görebilirsiniz.

Ayder Yaylası


Rize'nin mis gibi havasına doyduğumuz 4. günün sonunda son durağımız Ayder Yaylası oldu. Ayder, Rize'nin hatta Karadeniz'in en ünlü yaylarından biri. Öyle ki yaylada yaşayan pek çok kişi bu popüleriteden yararlanıp evini pansiyon haline çevirip kendine gelir elde etmeye başlamış. Ancak kamp yapmak için çadırlarıyla gelenler de oldukça fazla. Yaylanın yakın çevrelerden piknik için gelen yerli turistlerden şehir ve ülkelerden gelen yabancı turistlere kadar farklı profillerde pek çok ziyaretçisi var.


Kalabalığı sevmeyen, yeni nesil ayaküstü atıştırmacılarını hiç sevimli bulmayan biri olarak yine de Ayder'de çok fazla rahatsız olmadım. İneklerin peşinden koşup bir tepe üzerinde etrafı seyretmek oldukça keyifliydi. Havasından bahsetmiyorum artık. 🍃


Ayder'de temiz havamızı içimize çekip magnetlerimizi, hediyeliklerimizi aradan çıkardıktan sonra yerel bir şarküteriye girip kuymaklık peynir, (Sonrasında hiç uğraşmayıp kaşar peyniri gibi yedik. Çok lezzetliydi.) fındık bar, kaymaklı tulum peyniri aldık. 

Rize'de çok merak ettiğim laz böreğinin de tadına bakma şansım oldu. Laz böreği, klasik börek çeşitlerinden farklı olarak yemek sonrası ya da çay yanında tatlı olarak tüketiliyor. İnce baklava yufkasının arasına harç olarak muhallebi konularak yapılıyor, sonra da şerbetleniyor. Ben çok büyük umutlar beslediğim için azıcık hayal kırıklığına uğradım ancak yine de lezzetliydi. 

Yemek sonrası tura katılanların restoran çalışanlarıyla eğlenceli horon gösterisini uzaktan, bol bol gülerek izledikten sonra otelimize doğru yola çıktık. 🙊

4. gün, tur boyunca en sevdiğim, en keyif aldığım gün oldu. (diğerlerini kötülemiyorum elbette.)

Turun ilk üç gününde neler yaptığımızı merak ediyorsanız aşağıdaki içeriklere göz atabilirsiniz.



Sevgiler!

Beni aşağıdaki adreslerden de takip edebilirsiniz! 👇

Tumblr 📌

İnstagram 📷

Goodreads 📚

22 Ekim 2017 Pazar

Ağustos - Eylül Aylarında Okuduğum Kitaplar - 2017

Selam! 👋

Okuduğum kitapları anlatan içerikler yazmak; sonrasında dönüp bakmam, neler okumuşum, o kitaplar hakkında neler düşünmüşüm görmem açısından çok faydalı oluyor. Ancak nedense ağustos ayında üşendim, "Zaten çok az kitap okudum, onları da diğer ayla birleştireyim." dedim. Bir de Yerdeniz Serisi'nin bende hissettirdiklerini toplu halde yazmak için tüm kitapların bitmesini beklemek istedim.

Ekim ayı bitmeden, henüz sekiz gün daha varken (!) bu iki ayın kitaplarını sizinle paylaştığım için üzerimden bir yük kalkacak, epey rahatlamış olacağım. 🙈


Yerdeniz Büyücüsü Serisi - Ursula K. Le Guin

Ursula K. Le Guin'in fantastik edebiyata bir mihenk taşı gibi eklediği Yerdeniz Büyücüsü Serisi 6 kitaptan oluşuyor:

Yerdeniz Büyücüsü
Atuan Mezarları
En Uzak Sahil
Tehanu
Yerdeniz Öyküleri
Öteki Rüzgar

Pek çok yazara ilham kaynağı olduğu düşünülen bu seride bazı detaylar Harry Potter ve Taht Oyunları kitaplarının yazarlarının Ursula K. Le Guin'den epey ilham aldığını düşünmeme yol açtı.
Öyle ki ilk kitap Yerdeniz Büyücüsü'nü bitirdiğimde Goodreads'e şöyle bir not düşmüşüm:

"Yepyeni bir maceraya çıkıyormuşcasına heyecanla başladığım Yerdeniz Büyücüsü, biterken de serinin diğer kitapları için oldukça meraklanmama sebep oldu. Fantastik kitap tam da böyle olmalı!
Unutmadan; kitapta Harry Potter ile benzettiğim o kadar çok yan vardı ki (uydurduğumu sanmıyorum) Rowling'in ilham kaynaklarından birini de doğrudan görmüş gibi oldum. Pek çok kişinin de benimle aynı duyguları paylaştığını düşünüyorum."

Le Guin, serideki her kitapta farklı bir konuyu ele alıyor ve o konu üzerinden Yerdeniz Büyücüsü'nün ve onun etrafındaki kişilerin hikayelerini anlatıyor. Ben seride en çok Atuan Mezarları ve Tehanu'yu sevdim. Goodreads'te Atuan Mezarları için uzun bir değerlendirme notu yazmışım:

"Atuan Mezarları, okuduğum en sürükleyici ve en ürpertici fantastik kitap olabilir. İlk kitapta tanıyıp temel özelliklerine aşina olduğumuz Yerdeniz Büyücüsü'nün yolu bu kitapta hayatı bir tapınağa sıkıştırılmış genç bir kızla kesişiyor. Kurgunun sağlamlığı, anlatımın gerçekçiliği muazzam bir öyküye kapılıp gitmenize neden oluyor. 

Şu ana kadar bu seri ile ilgili tek şikayetim sonların "pat" diye bitmesi. Ben daha fazla bilgi bekleyip karakterlerin geleceği ile ilgili birkaç bilgi kırıntısı daha edinmek isterken hooop sayfalar tükeniyor. 
Ama bu durumun da çekici bir yanı olduğunu ve yazarın tarzı ile uyduğunu inkar edemeyeceğim. 😊"

Tehanu içinse kısa ama net bir notum olmuş:

"Bu kitaba kadar Yerdeniz Serisi'nin en sevdiğim kitabı Atuan Mezarları olmuştu. Okuduktan sonra aynı hisleri Tehanu için de hissettim. Her iki kitapta da kadın hikayelerinin anlatılması, diğer kitaplara göre bu iki kitabın ayrı bir gizemi olması beni çekti diye düşünüyorum. Bu seri bitince epey bir boşlukta kalacağım sanırım."


Aslında Le Guin fikrini değiştirmese ve bu seri sadece 3 kitaptan oluşacakmış. Yerdeniz Büyücüsü'nde büyümeyi, Atuan Mezarları'nda cinselliği ve En Uzak Sahil'de ölümü anlatan yazar, üçlemenin sonunda büyücüsünün sonunun daha farklı olması gerektiğine ve düşünün yarım kaldığına kanaat getirmiş . Sonrasında da ortaya 3 kitap daha çıkmış. İyi ki de çıkmış yoksa Tehanu'yu hiç okuyamayacaktık. 💛


Özetle hem yazarla hem de bu akıcı, etkileyici kitaplarla tanıştığım için çok mutluyum. "İyi yazılmış fantastik kitap"lara örnek vermeniz gerekirse bu seriyi de eklemeyi unutmayın. 😉

Kelebek ile Mum Işığı - Leonardo Da Vinci


Leonarda Da Vinci'nin sanat ve bilim namına yapmadığı bir şey var mı diye düşünürken üstadın yazdığı masal kitabıyla karşılaştım. Arka kapağa göre kitabın içinde 500 yaşını aşan 12 masal varmış. Çocuk kitaplarına ve masallara bayılan biri olarak bu kitabı okumasam olmazdı. 

Bakalım Goodreads'te bu kitap için değerlendirmem nasıl olmuş?:

"Leonardo Da Vinci yüzyıllar önce sanki diğer yaptıkları yetmiyormuş gibi bir de oturmuş masallar yazmış. Toplam 12 masaldan oluşan bu minicik kitapta üstadın kendini beğenmişlikten nefret ettiğini görebilirsiniz. Genel olarak kendini beğenen, gözü yükseklerde olanların başlarına ne gibi felaketler gelebileceğine odaklandığı için böyle bir sonuca vardım ben. 😊"

Küçük Feministin Kitabı - Sassa Buregren

Küçük Feministin Kitabı, sadece çocuklar için değil yetişkinler için de zihin açacak, naif, gerçekten saf ve düz bir çocuk mantığıyla yazılmış bir kitap. Eşitlik, beden olumlama ve cinsiyet karmaşasına neden olan yanlış davranışları çürütecek kitabı, hem kendiniz hem de çocuklarınız için kütüphanenize ekleyin derim. 

İnce Memed 1 - Yaşar Kemal


Gelelim 2017 Eylül ayının yıldızına... Yaşar Kemal ile elbetteki tanışmış, başka kitaplarını okumuştum. Ama İnce Memed benim için hep biraz daha beklemem gereken, sanki okuyunca herkesin o bahsettiği muhteşem etkiyi hissedemeyeceğim bir seriydi. Öyle ki "2017'de Mutlaka Okuyacağım 20 Kitap" arasına bu seriyi ekleyip merakımı ve ön yargımı kırmak istedim. Ne kadar doğru bir karar vermişim!

Aslında serinin tümü bitmeden yorum yapmam ne kadar doğru bilmiyorum. Ama ilk kitapta Yaşar Kemal'in roman sanatında ne kadar usta olduğunu, kurguyu, akışı, her karakteri nasıl ince ince işlediğini görünce bunları yazmamam çok tuhaf olurdu. Daha önce roman diye okuduğum birçok kitabın aslında gerçekten roman olmadığını düşündürecek kadar sarstı beni. Bir şeyleri anlatırken sıralamayı doğru yapmak, geçmişi ve anı tam da yerinde okuyucuya sunmak kolay görünür ama hiç de öyle değildir. Umarım tüm kitaplar bittiğinde ucundan azıcık bir şeyler öğrenirim onun kaleminden. 🙏

Dolu dolu geçen iki ayın ardından ekim ayında okuduğum güzel kitaplarla blogu şenlendireceğim. 

Siz de o arada aşağıdaki içerikleri okuyabilir, öneri ve düşüncelerinizi yorum olarak bırakabilirsiniz!

Sevgiler! 💙

15 Ekim 2017 Pazar

Bir Demet Tiyatro: Sherlock Hamid

Selam! 👋


Bugün 2017-2018 tiyatro sezonunu açtık. 🎭 Bizim için yeni sezonun ilk oyunu Sherlock Hamid oldu. Geçtiğimiz yıl adeta ikinci evimiz olan Bakırköy Belediye Tiyatrosu'nda sahnelenen oyun, Ahmet Sami Özbudak tarafından yazılmış. 

Ölü bir genç adamın çığlıklarıyla sisler içinde başlayan tiyatro oyunu, canlı müzik eşliğinde yer yer şarkılar, hareketli sahnelerle zenginleştirilmiş. Ancak özünde büyük bir hüzün taşıyor. 

Oyun; kardeşini kaybeden, haksız yere hem kendini hem de kumpanyasını hapishanede bulan Mithat'ın Sherlock Holmes hayranı olan Albülhamid'i memnun etmek için kolları sıvayan bir işgüzar tarafından görevlendirilmesiyle gelişiyor. Mithat'ın vefat eden kardeşi Ziya'nın ruhunun sık sık araya girip haksızlıkların daha da iyi altını çizmesiyle trajikomik bir hal alıyor. 

Uzun ve gereksiz birkaç sahnenin ardından tam hayal kırıklığına uğradığımızı düşünürken (zira ilk perde su gibi akıp geçti ama ikinci perdenin büyük bir kısmı biraz boğucuydu) çok hoş ve duygulu bir final yapan Sherlock Hamid, adaletle ve haksızlıklarla başa çıkıp mücadele edenlere ithaf edilmiş. 

Hem duygu dolu hem hareketli bir oyun izlemek istiyorsanız Sherlock Hamid'i çok sevebilirsiniz.

Oyunun Künyesi:

Adı: Sherlock Hamid

Sahne: Yunus Emre Külter Merkezi, Müşfik Kenter Sahnesi

Süre: 2 Perde / 130 dakika

Yazar: Ahmet Sami Özbudak

Yönetmen: Berfin Zenderlioğlu

Oyuncular: Ali Rıza Kubilay, Kadir Hasman, Didem Germen, Nazan Koçak, Yunus Emre Kılınç, Nurhayat Atasoy

Sevgiler! 

Beni aşağıdaki adreslerden de takip edebilirsiniz! 👇

Tumblr 📌

İnstagram 📷

Goodreads 📚

14 Ekim 2017 Cumartesi

Bir Kutu Kitap Ekim Ayı Kitap Alışverişi

Selam! 👋


Geçen ay yayınladığım kitap alışverişi içeriğimde birkutukitap.com üyeliğimden bahsetmiştim. Ekim ayı kutusu geçtiğimiz günlerde geldi. Ne yalan söyleyeyim geçen ayki kitapları daha çok sevmiştim. 

Bu ay kutudan biraz daha "popüler" kitaplar çıktı. Blogu uzun süreden takip edenler bu tabirimden ne demek istediğimi anlayacaklar bence. 🙈

İşte ekim ayında Bir Kutu Kitap kutusundan çıkanlar:

* Lizbon'a Gece Treni - Pascal Mercier
* Ayrılık Vakti - Jodi Picoult
* Tekme Tokatlı Şehir Rehberi - Mevsim Yenice


Kutunun içinden bir de çok hoş bir Lizbon kartpostalı ve farklı yazarların sözlerinin olduğu ayraçlar çıktı. Bu zaten Bir Kutu Kitap'ın tatlı bir alışkanlığı. Ama daha önce de dediğim gibi okurları daha farklı hediyelerle de motive edebilirler. 😏

Gelecek ay aboneliğim bitiyor. Bakalım son ay kutudan neler çıkacak? Belki çok güzel kitaplar gelirse aboneliği de devam ettiririm. 😇

İçeriği gelen ayraçlarda yer alan bir Sait Faik Abasıyanık alıntısıyla bitirmek istiyorum:
"Gülmek istedim, tutturdum bir memleket havası. 'Ah anam.' dedim. Dünya güzelmiş be!
Sevgiler! 

Beni aşağıdaki adreslerden de takip edebilirsiniz! 👇

Tumblr 📌

İnstagram 📷

Goodreads 📚

1 Ekim 2017 Pazar

Hedefe Son 8, İnce Memed, Yeni Kitaplar!

Selam! 👋

Yeni haftaya başlamadan küçük bir durum değerlendirmesi yapmak, nasıl gidiyor azıcık anlatmak ve son yaptığım küçük kitap alışverişini paylaşmak istedim. Böyle karmakarışık, her şeyden azıcık bir şeyler bulduğum blog yazıları yazmaktan ve okumaktan çok keyif alıyorum. Umarım siz de benimle aynı fikirdesinizdir. 🙈

Hedefe Son 8!

Birkaç içerikte de bahsetmiştim. Geçen yılın sonunda 2017'de mutlaka okuyacağım kitapların listesini çıkarmış burada da paylaşmıştım. Ne yalan söyleyeyim genelde bu tip planladığım şeyleri eksiksiz şekilde tamamlayamıyorum ama bu sefer şeytanın bacağını kırdım sanırım. 20 kitaptan geriye okunacak sadece 8 kitap kaldı. Hoş kitaplar öyle sular seller gibi okunacak, "hafif" kitaplar değil ama ben yine de oldukça umutluyum. 💪



İnce Memed'in Peşinde...

Bu yıl mutlaka okuyacağım 20 kitabın içinde 4 kitaptan oluşan İnce Memed serisi de vardı. Bazı kitaplarla ne kadar istesem de yolum bir türlü kesişmiyor, ne kadar niyetlensem de okumak için gecikebiliyorum. İnce Memed de öyle bir kitaptı benim için. Okumaya başladığım andan itibaren beni içine öyle hızlı çekiverdi ki bu yoğun ve yorucu günlerde zihnimin sığındığı harika bir liman oldu.

Daha önce okuduğum bazı romanları kıyasladığımda; olay örgüsü, kurgusu, dili ve tasvirleriyle İnce Memed çok üstün, muazzam bir kitap. Bu romanı okuyup Yaşar Kemal'e hayran olmamak mümkün değil. Şu an 2. kitaptayım ancak diğer kitaplarda neler olacağını deliler gibi merak ediyor, seri bitince nasıl bir boşluğa düşeceğimi düşünüyorum. Üzerine saatlerce konuşabilirim ama çok fazla uzatmayacağım. 😇



Küçük Ama Dopdolu Bir Kitap Alışverişi!

Idefix'te kargo bedava olunca birkaç kitap almanız için sizi de gizli bir el dürtükleyip duruyor mu? O gizli el neredeyse her defasında beni dürtüp aklımı çeliyor.

Ayın 12'sinde de bir kargo bedava kampanyası olunca İş Bankası Kültür Yayınları'nın %35'lik indiriminden yararlanıp Notre Dome'ın Kamburu'nu (26 TL yerine 16.90'a), epeydir merak ettiğim Homunkulus'u (12 TL yerine 7.20 TL'ye) ve geçenlerde bir yazıda Miyazaki'nin en sevdiği çocuk kitapları arasında olduğunu öğrendiğim, benim de çocukken okuduğum ama unuttuğum Gümüş Patenler'i (4.90 TL yerine 3.72 TL'ye)  aldım. Görünürde küçük ama değeri çok büyük bir alışveriş yaptım bana kalırsa. 💙

Sevgiler! 

Beni aşağıdaki adreslerden de takip edebilirsiniz! 👇

Tumblr 📌

İnstagram 📷

Goodreads 📚