14 Aralık 2017 Perşembe

Ekim - Kasım Aylarında Okuduğum Kitaplar - 2017


Selam! 👋

Son içeriğimden bu yana epey vakit geçmiş. Taslaklara girdiğim konu başlıkları dolayısıyla yazılacak içerikler de birikivermiş. Bugün takvime bakıp ayın ikinci haftasının bitmek üzere olduğunu görünce artık bir yerlerden başlamam gerektiğini düşündüm veee karşınızdayım!

Ekim - kasım aylarında okuduğum kocaman ve incecik kitaplar sayıca az gözükse de bana harika bakış açıları kattı. Bu iki ayda favori kitabım ise elbette ki Savaş ve Barış'tı. Siz de yıllardır okumaktan korktuğum bu kitaptan çekiniyorsanız lütfen tüm ön yargılarınızdan arınıp onu okumaya başlayın. Zaten güzelliklerinin detaylarını aşağıda anlatıyor olacağım.

Şöyle bir baktığımda 4 roman, 4 öykü ve 1 masal kitabıyla yılın son ayına hoş geldin dediğimi görüyorum. Bakalım aralık ayında bu yılki hedefimi gerçekleştirip "2017'de mutlaka okuyacağım 20 kitap" listesini tamamlayabilecek miyim?

2017 Ekim Ayında Okuduğum Kitaplar

İnce Memed 2 - Yaşar Kemal

Serinin ilk kitabında Yaşar Kemal'in sonsuza doğru akıp giden anlatım gücüne hayran kalmış, "Roman nedir?" sorusuna kısa ve öz bir tanım bulmuştum. İkinci kitap da aynı şekilde; akıcı, merak uyandırıcı, insanların yaradılışıyla ilgili alt metinlerle doluydu. Yaşar Kemal her şeyi o kadar net, o kadar dolaysız ve en gerçek haliyle anlatıyor ki kendinizi kaptırmamanız mümkün değil.

Yakupyan Apartmanı - Ala El Asvani

Mısır'ın eski ve yeni arasında kalmış insanlarını konu eden Yakupyan Apartmanı, siyasi ve duygusal çatışmaların bir arada ele alındığı bir roman. Hızlıca okunan, farklı kişiliklere sahip kişilerin içindeki bulundukları durumları kıyaslayarak çeşitli alt metinler sunan kitabı ben sevdim. 💛

Guarmentes Tarafı - Proust

Bunu yazmak haddime değil biliyorum ama sanıyorum Kayıp Zamanın İzinde serisinin hiçbir kitabında bu kadar sıkılmayacağım. Olaysız, uzuuun ve derin iç düşüncelerin, gözlemlerin yer aldığı kitap bitmedi, ilerlemedi.



2017 Kasım Ayında Okuduğum Kitaplar

Tekme Tokatlı Şehir Rehberi - Mevsim Yenice

Yeni ve genç yazarların kitaplarını okumayı çok seviyorum. Mevsim Yenice'nin ilk öykü kitabı olan Tekme Tokatlı Şehir Rehberi'ni de Nevşehir yolunda birkaç saat içerisinde okuyup bitirdim. Öykülerin özgün ve farklı hikayeleri güzeldi. Ancak ne yalan söyleyeyim yazar bunu yapmaya çalışırken doğallığını biraz yitirmişti. Bu tamamen benim fikrim elbette. Kitabı okuyup çok sevenleri de anlıyorum. Sadece, Sait Faik'in öyküleri gibi doğal, hayatın bir yerinden çıkıvermiş, az farklı ama az sonra da karşılaşabileceğim karakterlerin yer aldığı öyküler "benim" içime daha çok dokunuyor. Özetle; öyküler çok güzel ama benim beklentim farklı. 🙈

Orada Bir Yerde - Engin Türkgeldi

Birkutukitap.com kutusundan çıkan ve yine Nevşehir yolunda okuyup bitirdiğim Orada Bir Yerde'de fantastik ama belki de fantastik olmayan (!) çok yaratıcı öyküler var. Masalsı havası ve özgünlüğüyle Engin Türkgeldi'nin farklı eserlerinin de basılmasını merakla bekleyeceğim.

Savaş ve Barış 1. Cilt - 2. Cilt - Tolstoy

Kocaman kitapları severim. Ağırlıklarına aldırmadan çantama atıverir, sarılır gibi ellerimle kayrayıveririm. (Yok deli değilim.) Bu nedenle kalın diye kitap okumaktan korkmak bana saçma gelir. Ama Savaş ve Barış'ı okumaya nedense çok korkuyordum. Sanırım bunun en büyük nedeni büyük bir savaşı anlatan bir kitap olmasıydı. Tarihi ilgi çekici olmadığı ya da sanatla buluşmadığı sürece pek sevmeyen daha doğrusu bu tip şeyleri hatırlamayı hep beynimde reddeden biriyim çünkü. Ancak sene başında kütüphanede duran iki cilde göz kırpıp "Bu sene sizi okuyacağım." dedim. Yıl bitmeden de Savaş ve Barış'ı okuyup kütüphanedeki yerine yerleştiriverdim.

Kim derdi ki kitabın böyle su gibi akıp gideceğini? Tolstoy savaşı da savaşın içinde bambaşka konumda olan insanların hayat hikayelerini de öyle kusursuz bir kurguyla anlatmış ki roman favori kitaplarım arasında girdi. 💛

En yakın zamanda da Audrey Hepburn'ün oynadığı filmini de seyredeceğim. Kitabı okumadığım için erteleyip durmuştum.

Mutlu Prens - Oscar Wilde

Masalları ne kadar sevdiğimi anlatmama gerek yok diye düşünüyorum. Ancak Oscar Wilde bu işi pek becerememiş. Çok anlatacak bir şey yok. Se-ve-me-dim...

Sevgiler! 💙